⏳ 14 Temmuz 2012 | 15:21:31
|
Ramazan bir barıştır
Huzuru arayıştır
Paslanan gönülleri
Nûrla cilalayıştır
“On bir ayın sultanı” olarak bilinen mübarek Ramazan ayına kavuşmanın mutluluk ve sevincini yaşamaktayız. Çünkü Ramazan ayı yılın on iki ayından sadece biridir. Tam dünya işlerine daldığımız bir anda gelir; kalplerimizi, nefislerimizi ve bedenlerimizi maddî ve manevî yük ve hastalıklardan temizler ve kıymetini bilenleri, âşıklarını bir yıl boyunca hasret ve intizâr/bekleyiş ateşiyle yakmak üzere gider.
Ramazan ayına kavuşmanın mutluluk ve sevincini yaşamaktayız… Bu gerçekten sevinilesi bir olay. Çünkü herkesin nasibi değil Ramazan-ı şerif ile müşerref olmak. Şöyle etrafımıza bir göz atarsak yakınlarımızdan, komşu ve dostlarımızdan birilerinin mutlaka bu Ramazan ayına ulaşamadıklarını üzüntü ve serzeniş ile fark ederiz. O yüzden mübarek Ramazana kavuşmanın sevinç ve neşesini yaşamak en doğal hakkımızdır. Bendeniz de içinde bulunduğumuz manevî atmosferden yararlanarak Ramazan ayına dair birkaç satır karalamayı münasip gördüm.
Malûm olduğu üzere İslâm aleminde yirminci yüzyılların başlarına kadar takvim olarak Hicrî veya Kamerî Takvim diye bilinen Ay’ın hareketlerine göre belirlenen takvim kullanılmıştır. Kamerî ayların dokuzuncusu Ramazan-ı şeriftir. Halk arasında “üç aylar” diye bilinen ayların üçüncüsü de mübarek Ramazandır. Genelde 30 gün sürer, ancak bazen 29 günden de oluşabilir.
Ramazan sözcüğü Arapça olup Türkçemize ve daha pek çok dile girmiştir. Ramazan ayının anlam ve önemini daha iyi kavramak açısından etimolojisi ile ilgili birkaç söz söylemek yerinde olur kanaatindeyim. 20. yüzyılın önde gelen İslâm âlimlerinden Elmalılı M. Hamdi Yazır (öl. 1942) “Hak Dini Kur’ân Dili” isimli tefsirinde Bakara suresinin 186. ayetini yorumlarken Ramazan kelimesinin kökü hakkında 4 görüş naklediyor:
1. Yaz sonunda yağıp yeri tozdan temizleyen yağmur anlamına gelen “ramazıy” kelimesinden gelir. Buna göre Ramazan-ı şerif, yağmurun tozları temizlediği gibi, müminlerin günahlarını ve kalplerini temizler.
2. Güneşin sıcaklığının şiddetinden taşların hararetlenip kızması, yanması anlamına gelen “ramiza” fiilinden türemiştir. Ramazan ayında oruçlunun açlık ve susuzluktan yanması, hararetlenmesi veya günahların oruçlunun hararetinde, ateşinde yanması anlamında yorumlanabilir.
3. Kılıcın namlusunu veya okun ucundaki demirini parlatmak, bilemek için iki taş arasına koyarak törpülemek, cilâlamak anlamına gelen “ramaza” fiilinden müştaktır. Rivayete göre Araplar bu ay gelince kılıçlarını bileyip hazırlıyorlarmış. Bunu da oruç tutup nefsi zorluklarla karşı karşıya bırakarak törpülenmesi, cilâlanması ve elverişli hale getirilmesi olarak yorumlayabiliriz.
4. Bazılarına göre de Ramazan, Yüce Allah’ın esmâ-i hüsnasından/en güzel isimlerinden biridir. Buna göre, Ramazan ayı Allah’ın ayı demek oluyor. Zaten bu ayın Allah katında değerinin büyüklüğü bilinmektedir. Çünkü bu ay içerisinde bulunan Kadir Gecesi, Kur’ân-ı Kerim’in ifadesiyle “bin aydan daha hayırlıdır” (el-Kadir, 97/3). Bir gecesinin üstünlüğü bu kadar olan Ramazan ayının yüceliği hakkında ne diyebiliriz?
Ramazan ayı Müslümanlar açısından pek çok önemli hususiyete sahiptir. Bunların en önemlisi ise Kur’ân-ı Kerim’in bu ayda nâzil olmaya/inmeye başlamış olmasıdır. Yani Müslümanlığın başlangıcı bu ayda gerçekleşmiştir. 1400’ü aşkın seneyi içeren ve kıyamete kadar devam edecek olan İslâm tarihinin ilk harfleri bu ayda yazılmıştır.
Kur’ân-ı Kerim’de ismi geçen tek ay Ramazan ayıdır. “Ramazan ayı, o, öyle bir aydır ki, o ayda insanlara doğru yolu gösteren ve açık ayetleri içine alıp hak ile batılın arasını ayıran Kur’ân-ı Kerim nazil olmuştur.” (el-Bakara, 2/185) Allah Teâlâ ayet-i celilede böyle buyurarak mübarek Ramazan’ın başlıca özelliğine dikkat çekiyor ve devamında gücü yeten Müslümanların oruç tutmalarını emrediyor. Buna göre, inananların Kur’ân ayını şerefine lâyık bir şekilde ihya etmeleri, oruç tutarak, teravih namazı kılarak, ahlâkî kurallara çok dikkat ederek, velhasıl günahsız bir şekilde geçirmeleri gerekmektedir. Bunun neticesinde de Allah’ın rahmet ve bereketi bizleri gark edecektir. Peygamber Efendimiz de zaten Ramazan ayını “Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş” (İbn Huzeyme, Sahîh, III, 191) diye tarif etmektedir.
Allah cümlemize hayırlı bir Ramazan-ı şerif geçirmeyi ve Efendimizin hadisinde verilen müjdeye nail olmayı nasip eylesin!
Alıntı.
_________________
Ybâdet tahtymdyr, hidâyet tâcym,
Ba?ka hiçbir tâca, yok ihtiyacym,
Her an, her mekânda Sana muhtâcym,
Kapynda secdesiz, byrakma YA RABBY!