⏳ 14 Eylül 2008 | 12:05:28
|
Din ve ibadet hayatının ahlâkî seviyeyi yükselttiği bilinmektedir. Zira; dindar kimseler davranışlarını daha iyi kontrol etmekte, daha disiplinli ve sorumlu bir hayat yaşamaktadırlar. İbadetlerini yerine getiren insanların kibarlıkları ve dürüstlükleriyle bilindikleri, bencil davranışlardan uzak durdukları, diğergam oldukları gözlemlenmiştir.
Manevî kirlenmenin önlenmesi ve ahlâkî zaafların giderilmesi, uyumlu, tutarlı, dengeli ve huzurlu bir ruhî hayatın yaşanması bakımından ibadetler en etkili vasıtalardır.
Niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından akşam güneş batıncaya kadar yeme içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle tutulan oruç ibadetinin de dinî, ahlâkî, ruhsal, sosyal ve sağlık yönünden bir çok yararları vardır.
Oruç tutan kimse sabretme, sıkıntılara göğüs germe, açlığa susuzluğa dayanma ve nefse hakim olma melekelerini kazanır. Fakirlik ve yoksulluğun ne demek olduğunu daha iyi anlar. Bunun sonucu olarak, şefkat, merhamet, başkalarına yardım etme ve insanlara faydalı olma gibi yüce duygular kazanır. Elindeki nimetlerin kadrini bilir, israftan sakınmayı öğrenir.
İnsanın manen yükselmesini sağlayan oruç, kişinin iradesini güçlendirir, başkalarına karşı, sevgi, merhamet ve yardım hislerinin gelişmesini temin eder. Oruç en etkin ruh terbiyelerinden biridir.
Oruç, sayısız faydalarıyla birlikte insanın irade ve ruhunun güçlenmesine sebep olabilir. Oruçlu insanda manevî safa, paklık ve ihlas baş gösterir. Oruç, insanın geçici istek, heva ve heveslerinden sakınması doğrultusunda bir alıştırma da sayılır. Orucun etkisi sonucu insan, kendine hakim olur, çarpık ve yanlış istek ve işler konusunda onun direniş gücünü artırır. Bu da takva olarak anılır. Yüce Allah Bakara suresinin 183. ayetinde şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Sizden öncekilere yazıldığı gibi oruç, size de farz kılındı. Umulur ki, sakınırsınız.”
İbadetler, kişinin sosyal davranışları ve ilişkileri üzerinde de olumlu etkiler yapmaktadır. Ülkemizde oruç ibadeti temel alınarak yapılan araştırmalarda; bu ibadetin kişilere itibar kazandırma ve iletişim kurmada, kolaylık gösterme ve yardımlaşmada etkili olduğu görülmüştür. Bunun yanında orucun özellikle sabır, hoşgörü, merhamet, sevgi, şefkat gibi başka insanlara dönük duyguların yaşanmasında etkili olduğu tespit edilmiştir. Bazı araştırmalar, ibadet vecibelerini yerine getiren dindar kişilerin, toplumun en az ön yargılı kesimini meydana getirdiğini, hatta farklı insanlara hoşgörünün ve buna bağlı olarak gelişen diğer sosyal ilişki ve faaliyetlerin belirgin kaynağının ibadet ve dinî bağlılık olduğunu ortaya koymaktadır. Düzenli bir ibadet hayatı, beden ve ruh sağlığı ve mutluluk bakımından müspet tesirler vücuda getirmektedir. İbadetlere devam eden insanlar, başkaları ile daima iyi geçinir, kendileri ile de iyi geçinilir.
Oruç ibadetinin bizlere sağladığı önemli kazanımlardan biri nefis terbiyesidir. İslâm’da nefis terbiyesine ayrı bir önem verilir. Kur’an’da ve hadiste nefis terbiyesi, kalb temizliği ve ruh olgunluğu ile ilgili hükümler pek çoktur. Kişinin dünya ve ahirette mutlu veya bedbaht olmasının nefis terbiyesi ile ilgisi vardır. Yüce Allah önemini vurgulamak için nefse yemin ettikten sonra: “Nefsini kötülükten arındıran kurtulmuş, onu kirleten de hüsrana düşmüştür.” (eş-Şems, 9-10) buyurur. İşte oruç ibadeti de insanın arzularına hakim olması ve irade eğitimi açısından çok önemli bir işlev görür, kişinin nefsini terbiye etmesine yardımcı olur, insanın olgunlaşmasında çok önemli bir yeri olan sabrı öğretir.
İnsanı ruhî açıdan terbiye eden oruçla sabır arasında çok yakın bir ilişki bulunmaktadır.
İnsan vücudunda, insanın ruhsal yapısında, en önemli hadise, sabrı öğrenmesidir. Çünkü sabır, bütün başarıların, bütün çalışma sistemindeki muvaffakiyetin temel şartıdır. Sabır, hadiseleri iyi seyredebilmek, iyi gözleyebilmek, vereceği kararı çok akıllıca vermek demektir.
Oruç tutmak, sadece yiyecek- içeceğe, birtakım ihtiyaçların giderilmesine sabır değil, bir sistem ve disiplin meselesidir. İnsan yememeyi prensip itibariyle öğrendikten sonra sabretmeyi öğrenir. Sabretmeyi öğrendikten sonra bu kez, bir karar veya bir düşünce öncesinde de sabretmesini disipline eder.
Orucun ruhsal yapımızda meydana getirdiği sabır hadisesi bir alışkanlık meydana getirecektir. Tutulan orucun kazandırdığı sabır melekesi, kişiye bütün hayatı boyunca yardımcı olacaktır. Bu meleke ile karşılaştığı güçlüklerle başa çıkmayı öğrenecek, her zorlukla beraber bir kolaylığın olduğunu idrak edecektir.
Orucun sağladığı bedensel rahatlık, sağlık, sabır, başkalarının hâlini anlamak gibi psikolojik faktörler, ibadet sıcaklığı, duygusal sistemimizdeki gelişmeler, daha iyi koku almak, daha iyi işitmek, hadiseleri daha iyi fark etmek, dilimizin kötü söz söylememesi, kulağımızın kötü söz işitmemesi, işitmezlikten gelmesi gibi nice olumlu hasletler, biz insanları ruhen yücelten, eğiten, öğreten, insan olmanın erdemini idrak ettiren güzelliklerdendir.
Kaynak : Not: Bu yazı, Diyanet Avrupa Dergi 2007 Eylül sayısında yayınlanmıştır
Bahattin Akbaş
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı
|