13 Ekim 2013 | 22:20:16

Gerçek bir mümin hayatın her anında Allah (c.c.) ’ın daima kendisini gördüğü, gözettiği bilinci ile yaşamalıdır. O, gündelik hayatın her alanında; yeme-içme, çalışma, alışveriş ve aile hayatı gibi durumlarda bir gün Allah’a hesap vereceğini dikkate almalıdır. Hz. Muhammed (s.a.v), hayatını bu bilinç üzere yaşamış ve bu konuda bizlere en güzel örnek olmuştur. Bu hal ve bilinç üzere yaşamaya dinimizde ihsan adı verilir.

İhsanı Allah’ın lütuf ve inayetiyle daima iyilik üzere yaşamak şeklinde anlamak mümkündür. Hz. Muhammed(s.a.s.)’ın Cibril hadisi diye meşhur olan hadiste tanımladığı şekliyle ihsan; insanın Allah’ı görüyormuşçasına ona ibadet etmesidir. İbadeti yalnızca belirli vakitlerde belirli ritüelleri yerine getirmek olarak anlamamak gerekir. İbadeti, Allah’a inanıp teslim olmuş bir kul için hayatın her anını kapsayan eylemler bütünü olarak anlamak lazımdır. Buna özen gösterildiğinde ihsan mertebesine ulaşmak yani gerçek anlamda iyiliğe ermek mümkün olabilir.
Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kim ihsan derecesine yükselerek özünü Allah’a teslim ederse, onun
mükâfatı Rabb’inin katındadır. Artık onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir” (Bakara suresi, 112).

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed, insan için sadece inanıp iman etmenin yeterli olmadığını, kişinin kendisini her vakit Allah’ın huzurunda hissederek yaşamasının en doğru yol olduğunu hatırlatmaktadır. Buna göre İnsan ruhen ve bedenen tam bir teslimiyetle Allah’a bağlanmalı ve daima bu şuurla hareket etmelidir.

Kısacası ihsan, hayatımızda karşılaştığımız bütün meselelerde bir mümin sorumluluğu içerisinde hareket etmektir. İhsan, Müslümanın bütün söz ve işlerinde duyarlı davranmasıdır. Yapılan her işi sorumluluk bilinciyle güzel yapmaya çalışmak, iyilik hâli üzere olmak Müslüman için olmazsa olmaz bir değerdir.

Özgür Uğurlu



🖋 Yazar :ozgur-ugurlu
Mesaj: 1+



Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group