26 Mart 2021 | 10:16:31
|
BERAT GECESİ: AF VE MAĞFİRET
GECESİ
Muhterem Müslümanlar!
On bir ayın sultanı Ramazan-ı şerifin
gölgesi üzerimize düştü. Yarın, Ramazan’ın
muştusu olan Berat gecesini idrak edeceğiz.
Cenâb-ı Hak, bu gece hürmetine aziz
Milletimize ve ümmet-i Muhammed’e hayır ve
bereket ihsan eylesin. Berat Gecemiz mübarek
olsun.
Aziz Müminler!
Yine böyle bir gece vakti Hz. Âişe
validemiz uyanmış, Resûl-i Ekrem (s.a.s)’i
yanında göremeyince dışarı çıkıp aramaya
koyulmuştu. Nihayetinde onu Bakî‘
mezarlığında, başını göğe kaldırmış, dua eder
vaziyette bulmuştu. Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s), hem Hz. Âişe’nin merakını gidermek
hem de Allah’ın rahmetinin bu gece ne kadar
geniş olduğunu anlatmak için şöyle buyurmuştu:
“Şaban ayının yarısına denk gelen bu gece,
Allah dünya semasına rahmetiyle tecelli eder
ve Kelb kabilesinin koyunlarının yünlerinden
daha fazla sayıda insanı affeder.”
1
Kıymetli Müslümanlar!
Hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de,
ebedi kurtuluş beratını alanların ahiretteki
durumu şöyle anlatılır: “İşte o vakit, kitabı sağ
tarafından verilen kimse der ki, ‘Alın
kitabımı okuyun; Doğrusu ben, hesabımla
karşılaşacağımı zaten biliyordum.’ Artık o,
hoşnut olacağı bir hayat içindedir; yüce bir
cennettedir.”2
Bu ayet-i kerimeden öğreniyoruz ki
Allah’ın rızasını kazanıp cennetine kavuşmak,
dünyadayken ahiret için hazırlık yapmakla;
iman, ibadet ve istikamet üzere hayat sürmekle
mümkündür.
Cenâb-ı Hakkın bize lütfettiği bu özel
fırsat ve bereket ayları, geçmişin muhasebesini
ve geleceğin planlamasını yapacağımız tefekkür
vakitleridir. Nefsimizin bitmek bilmeyen
isteklerine göre değil, Rabbimizin rızası
doğrultusunda yaşamaya azmedeceğimiz karar
vakitleridir. Hata ve günahlarımızdan tevbe
edip, Rabbimizin af ve mağfiretine
sığınacağımız dua ve niyaz vakitleridir. Nitekim
Allah Resûlü (s.a.s) bize şu tavsiyede
bulunmaktadır: “Şâban ayının on beşinci
gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete
kalkın. Gündüzünde oruç tutun. Çünkü o
gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya
rahmet nazarı ile bakar ve fecir oluncaya
kadar şöyle buyurur: ‘Benden af dileyen yok
mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen
yok mu, onu rızıklandırayım! Sıkıntıya
uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim!..’”
3
Değerli Müminler!
Hutbemin sonunda önemli bir hususu
tekrar hatırlatmak istiyorum. Salgın hastalıkla
mücadelemiz devam ediyor. Tedbirlere riayet
konusunda bugüne kadar gösterdiğimiz
hassasiyeti bundan sonra da aynı ciddiyetle
devam ettirelim. Yüce Rabbimiz en kısa
zamanda salgın hastalıktan kurtulmayı bizlere
nasip eylesin.
1 Tirmizî, Savm, 39.
2 Hâkka, 69/19-22.
3
İbn Mâce, İkâmet, 191.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü