Nâfile olarak tutulan, sonradan bozulan orucun kazâsı vâcibdir. Nezir
oruçları da vâcib oruçlardandır.
Meselâ, "Şu iş şöyle olursa şu kadar gün oruç tutacağım" diye oruç tutmaya söz
vermiş bir adamın, dileği gerçekleştiği zaman, bu oruçları tutması vâcib olur.
Nezir (adak), kişinin dinen yükümlü olmadığı bir ibadeti yapmayı kendisi için
bir yükümlülük haline getirmesidir.
Kişi, oruç tutmayı adamışsa, bu adak orucunu tutması vâciptir. Adak adanırken,
orucun tutulacağı gün belirlenmişse,
meselâ falan ayın falan günü gibi, bu muayyen bir vâcip olur ve orucun
belirlenen günde tutulması gerekir. Nezredilen itikâf orucu da
belirli günde tutulacağı için muayyen vâcip sayılır. Orucun tutulacağı gün
belirlenmemişse gayr-i muayyen vâcip olur ve dilediği mubah bir günde tutabilir.
Başlanmış nâfile bir orucun bozulması durumunda bunun kazâ edilmesi Hanefîler'e
göre vâciptir.
Mâlikîler ise kazânın farz olduğunu söylemişlerdir. Şâfiî'ye ve Mâlik'ten başka
bir rivayete göre ise, nâfile orucun kazâsı gerekmez.