Setri Avret Nedir, Avret sayılan bölgeleri örtmek..
Setri Avret Namazın Şartlarındandır. Avret sayılan bölgeleri örtmek.
Avret, insan vücudunda başkası tarafından görülmesi ayıp ya da günah sayılan
yerlerdir. Setr-i avret, avret sayılan yerleri örtmek demektir. Avret yerlerinin
namazda olduğu gibi, namaz dışında da örtülmesi ve başkalarına gösterilmemesi
gerekir.
Avret kelimesi Kur'ân-ı Kerîm'de terim anlamına yakın bir şekilde iki yerde
geçmiş olmakla birlikte (en-Nûr 24/31, 58), avret yerlerinin sınır ve ölçüleri
gösterilmemiştir. Kur'an'da geçen "sev'e" (el-A`râf 7/20, 22, 26, 27; Tâhâ
20/121; el-Mâide 5/31) kelimesiyle de en dar anlamda avret yani erkek ve kadının
cinsel organı kastedilmiştir. Bunun Kur'an'da "sev'e" diye anılması, onların
örtülmesinin aklın ve fıtratın da gereği olduğunu göstermektedir. Bu bakımdan
buna galîz avret denilmektedir. Cinsel organların dışında nerelerin avret olduğu
hususu büyük ölçüde hadislerle düzenlenmiştir. Hz. Peygamber'in bu düzenlemeyi
yaparken, o dönemin giyim kuşam tarzını da dikkate aldığı açıktır. O dönemde
bugünkü anlamda iç çamaşırının olmadığı, en azından iç çamaşırı giyme âdetinin
bulunmadığı dikkate alınırsa, Hz. Peygamber'in erkekler için yaptığı bu
düzenlemenin, gerek namazdaki hareketler gerekse namaz dışında oturup kalkmalar
esnasında, esas avret yerlerinin (cinsel organ ve makat) görünmemesi açısından
ne kadar yerinde olduğu görülür.
Erkek için avret, yani örtülmesi gereken yerler, göbek ile diz kapağının
arasıdır. Bu konuda biraz daha ihtiyatlı davranan Hanefîler diz kapaklarını da
avret olarak kabul ederken, diğer üç mezhep, diz kapaklarını avret saymazlar.
Kadın için avret, yüz, el ve ayak dışındaki bütün vücuttur. Onlar, yüzlerini
namazda örtmedikleri gibi, ellerini ve ayaklarını da açık bulundurabilirler.
Saçlarıyla beraber başları, bacakları ve kolları örtülü bulunur.
İmam Mâlik, setr-i avretin (örtünme) namaza has olmayan genel bir farz olduğunu,
namazda ve namaz dışında uyulması gereken dinî bir emir bulunduğunu dikkate
alarak kadınların başlarını örtmelerini ayrıca namazın farzları arasında
saymamıştır. Onun bu görüşün bir uzantısı olarak Mâlikî mezhebinde setr-i avret
namazın sünnetlerinden sayılır. Diğer üç mezhep imamı ve Mâlikî mezhebindeki
öteki görüşe göre, namazda setr-i avret, tıpkı kıbleye yönelmenin farz oluşu
gibi farzdır.
Hz. Peygamber'in "Allah, bulûğa ermiş kadının namazını başörtüsüz kabul etmez"
(İbn Mâce, "Tahâre", 132; Tirmizî, "Salât", 160; Müsned, IV, 151, 218, 259) ve
"Kadın bulûğ çağına erince elleri ve yüzü dışında başka yerlerinin başkasına
görünmesi helâl olmaz" (Ebû Dâvûd, "Libâs", 31) şeklindeki hadisleri göz önüne
alınınca, başörtüsüz kılınan namazın geçerli olmayacağı anlaşılır. Kadının
başının dörtte biri veya uyluğunun dörtte biri açık olarak namaz kılması
durumunda, Ebû Hanîfe ve Muhammed'e göre namazı geçersiz olur. Ebû Yûsuf'a göre
ise, başının yarıdan fazlası açık olmadıkça namaz geçerlidir. Çünkü bir şeyin
yarıdan fazlası çok hükmündedir. Kadın, asgari bir başörtüsü, bir de ayaklara
kadar uzanacak bir gömlek giymiş olmalıdır. Başörtüsüz namaz kılacak olursa bu
namazını, vakit içinde veya vakit çıktıktan sonra iade eder. Mâlik'e göre ise
vakit çıktıktan sonra iade etmesine gerek yoktur. Çünkü İmam Mâlik'e göre
kadının başını örtmesi namaza has olmayan genel bir farzdır. Bu sebeple
Mâlikîler namazda kadınların başını örtmesini namazın farzları arasında saymaz,
âdeta onu namazın sünnet veya müstehaplarından biri olarak görürler. Bu itibarla
başörtüsüz kılınan namaz, Mâlikîler'de ağırlıklı görüşe göre sahih olmakla
birlikte vakti içinde iade edilmesi tavsiye edilmiştir. Kadının örtünmeyle
ilgili genel farzı ihlâl etmiş olmasının dinî sorumluluğu ayrı bir husus olarak
değerlendirilmiştir. Öte yandan kadınların kolları, kulakları ve salıverilmiş
saçlarının avret olmadığını söyleyen Hanefî bilginler de bulunmaktadır.
Mâlikî mezhebinde erkek ve kadının avret yerleri "ağır avret" (avret-i
mugallaza) ve hafif avret olmak üzere iki kısımda değerlendirilmektedir. Erkek
için galîz avret, cinsel organ ile makattır. Bu kısmın kesinlikle örtülmesi
gerekir. Göbekle diz kapak arasının ağır avret sayılan bölgesinin dışında kalan
kısımları ise hafif avrettir. Örtülmesi gerekli olmakla birlikte birincisi kadar
ağır değildir. Kadının göğsü, göğüs hizasında bulunan sırt kısmı, kolları,
boynu, başı ve dizden aşağısı hafif avret olup, bunun dışında kalan yerleri
galiz avrettir. Bu ayırımın pratik sonucu namazdaki örtünme hükümlerine etki
eder. Buna göre, hafif avret sayılan yerleri açık olarak namaz kılan bir kimse
genel dinî farzı ihlâl etmiş olmanın günahını yüklenmekle birlikte, bu kimsenin
namazı bâtıl olmaz. Mâlikîler'in namazda baş örtmeyi sünnet, açmayı da mekruh
saymasının anlamı budur.
Giyilen şeyin, tenin rengini göstermeyecek kalınlıkta veya dokuda olması
gerekir. Vücut hatlarını belli eden elbise ile namaz kılmak mekruh olmakla
birlikte kılınan namaz geçerlidir. İpek giysi giymek mekruh veya haram kabul
edilse de, ipek elbise ile kılınan namaz geçerlidir.
Namaz esnasında avret mahallinin, kişinin iradesi dışında açılması durumunda,
açılan yer eğer örtülmesi gereken yerin dörtte biri oranına ulaşmış ve bir rükün
eda
Kaynak: Diyanet ilmihali
Mişkâtu'l Mesâbih Ders 134 - Hadis 757-762 (Mescidler/Setr-i Avret)
Kategori :Namazın Dışındaki Farzlar ( Setri Avret )