KUR’AN’DA GEÇEN DUALAR
Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı
(yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!”(1)
2. “Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit)
Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler
(ve şöyle derler:)
'Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem
azabından koru! Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu
rüsva etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur. Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki
biz, "Rabbinize inanın!" diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamberi, Kur'an'ı)
işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi
ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz! Rabbimiz! Bize, peygamberlerin
vasıtasıyla vaad ettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsva
etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!..' ”(2)
3. “(İnsanların) dirilecekleri gün, beni mahcup etme.”(3)
4. “Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de
iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.”(4)
5. “(Bu nimetler) 'Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi
ateş azabından koru!' diyen; sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra
harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir). Onların
sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve
işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler
topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!”(5)
6. “Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun
azabı gelip geçici değil, devamlıdır.”(6)
7. “Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil
bağışla. Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin, dedi.”(7)
8. “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey
Rabbimiz! Duamı kabul et.”(8)
9. “(Rabbimiz!) Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız. Bize
doğru yolu göster. Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu;
gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!” (9)
10. “Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden
bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tövbemizi kabul et; zira,
tövbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin. Ey Rabbimiz!
Onlara, içlerinden senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve
hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen,
her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.”(10)
11. “(Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra
kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan
sensin.”(11)
12. “(Havârîler:) Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygamber'e uyduk. Şimdi bizi
(birliğini ve peygamberlerini tasdik eden) şahitlerden yaz, dediler.”(12)
13. “Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de
(iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman
ettiler. 'Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik,
itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır.' dediler. Allah her
şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır)
kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek
bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır
bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi
affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı
bize yardım et!”(13)
14. “Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey
Rabbimiz! Duamı kabul et! Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni,
ana-babamı ve müminleri bağışla!”(14)
15. “Ve şöyle derler: Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun
azabı gelip geçici değil, devamlıdır.”
“(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler
bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl! derler.”(15)
16. “Biz insana, ana-babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle
taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi, otuz ay sürer.
Nihayet insan, güçlü çağına erip kırk yaşına varınca der ki: Rabbim! Bana ve
ana-babama verdiğin nimete şükretmemi ve razı olacağın yararlı iş yapmamı temin
et. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm. Ve
elbette ki ben Müslümanlardanım.”(16)
(1) Âl-i İmran, 3/147.
(2) Âl-i İmran, 3/193-194.
(3) Şuara, 26/87.
(4) Bakara, 2/201.
(5) Âl-i İmran, 3/16-17; 147.
(6) Furkan, 25/65.
(7) Âl-i İmran, 3/38.
(8) İbrahim, 14/40.
(9) Fatiha, 1/5-7.
(10) Bakara, 2/128-129.
(11) Âl-i İmran, 3/8.
(12) Âl-i İmran, 3/53.
(13) Bakara, 2/285-286.
(14) İbrahim, 14/40-41.
(15) Furkan, 25/65, 74.
(16) Ahkaf, 46/15.