Ka'de-i Ahîre: Namazın sonunda "Ettehiyyatü" okuyacak kadar oturmak demektir
Ka`de-i Ahîre
Ka`de-i ahîre "son oturuş" demektir. Namazın sonunda bir süre (teşehhüt miktarı)
oturup beklemek namazın rükünlerindendir. İki rek`atlık namazlardaki oturuş,
daha önce oturuş bulunmadığı için son oturuş sayılır.
Son oturuştaki süre Hanefîler'e göre "teşehhüt" miktarıdır. Teşehhüt miktarı
ise, "Tahiyyât" duasını okuyacak kadar bir süredir. Şâfiî ve Hanbelîler'de ise
farz olan oturuş süresi teşehhüt miktarına ilâveten bir de Hz. Peygamber'e
salavat getirilebilecek ("Allahümme salli alâ Muhammed" diyecek) kadardır.
Mâlikî mezhebine göre farz olan, hiç değilse selâm vermeye elverişli bir süre
oturmaktır.
Namaz ibadetinin ana çatısını oluşturan şartlar ve rükünler bunlar olmakla
birlikte, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ta`dîl-i erkân ve namazdan kendi fiili
ile çıkmak da fakihlerin bir kısmına veya çoğunluğuna göre namazın farz veya
vâcipleri arasında sayılır. Bu sebeple bu iki kavram hakkında burada bilgi
verilmesi yerinde olur.
Ta`dîl-i Erkân
Ta`dîl-i erkân, rükünleri düzgün, yerli yerinde ve düzenli yapmak demektir. Ta`dîl-i
erkâna riayetin sonucunda rükünler şekil olarak düzgün ve kıvamında yerine
getirilmiş olur. Böylece kişi namazını üstün körü değil, "dört başı mâmur"
kılmış olur. Ta`dîl-i erkâna yakın anlamda kullanılan "tuma'nîne" kelimesi,
yapılmakta olan rüküne hakkının verildiğine kanaat getirilmesi ve yapılan işin
içe sinmesi halini ifade eder ki ta`dîl-i erkâna riayetin sonucudur. Ta`dîl-i
erkân özellikle rükûda, rükûdan doğrulmada, secdede ve iki secde arasındaki
oturuşta söz konusu olur.
Hanefî mezhebi eserlerinde rükûda "tuma'nîne"nin, rükûdan doğrulduktan sonra bir
süre ayakta beklemenin (kavme) ve iki secde arasında bir süre
("sübhanellâhi'l-azîm" diyecek kadar) oturarak beklemenin (celse) sünnet olduğu
kaydedilmekle beraber kuvvetli görüşe göre bunlar ta`dîl-i erkânın birer boyutu
olmak bakımından vâciptir.
Ta`dîl-i erkân, Ebû Yûsuf'a ve Hanefî mezhebi dışındaki üç mezhebe göre, ayrı
bir rükün veya rüknün şartı olması itibariyle farzdır. Hanefî mezhebine göre
(Ebû Hanîfe ve Muhammed'e göre) ise vâciptir.
Namazdan Kendi Fiili ile Çıkmak
Ebû Hanîfe'ye göre namaz kılan kişinin, namazın sonunda kendi istek ve
iradesiyle yaptığı bir fiil ile namazdan çıkması namazın rükünlerindendir. Ebû
Yûsuf ve Muhammed'e göre ise teşehhüt miktarı oturmakla namaz rükünleri
itibariyle tamamlanmış olur. Bu görüş ayrılığının ayrıntı sayılabilecek bazı
fıkhî sonuçları vardır. Buna göre bir kimse ka`de-i ahîrede teşehhüt miktarı
oturduktan sonra kendi isteği ile, namazla bağdaşmayacak bir fiil işlese, meselâ
kendisine verilen selâmı almak veya hapşırana "çok yaşa" veya "yerhamükellâh"
demek gibi bir şekilde konuşsa, her üç imama göre de namazı tamam sayılır. Fakat
teşehhüt miktarı oturduktan sonra, kendi isteği dışında bir sebeple namazı
bozulsa Ebû Yûsuf ve Muhammed'e göre bu kişinin namazı tamamdır, Ebû Hanîfe'ye
göre ise tamam değildir. Hemen abdest alıp kendi istek ve iradesiyle (ihtiyar)
namazdan çıkmazsa namazı geçersiz olur ve yeniden kılması gerekir. Yine son
oturuşta, teşehhüt miktarı oturduktan sonra henüz kendi istek ve iradesiyle
namazdan çıkmadan namaz vakti çıksa, bu kişinin namazı iki imama göre tamamdır.
Ebû Hanîfe'ye göre ise fâsiddir.
Şâfiî ve Mâlikî mezheplerine göre namazdan çıkmak için birinci selâmın
verilmesi; Hanbelî mezhebine göre de iki tarafa selâm verilmesi farzdır. Hanefî
mezhebine göre ise selâm farz değil, vâciptir.
Hanefîler, Hz. Peygamber'in bazan teşehhüt miktarı oturduktan sonra, selâm
vermeden arkadaşlarına dönerek konuşmak gibi bir fiille namazı tamamladığını
bildiren rivayetleri dikkate alarak namazdan selâmla çıkmayı rükün
saymamışlardır.
Ka'de-i ahire (Namazın sonunda oturuş): 7) "Allahü Ekber" diyerek secdeden kalkıp oturulur. Otururken, el parmakları dizlerin hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır. 8) Oturuşta sırasıyla; a) Ettehiyyatü, b) Allahümme salli, c) Allahümme bârik d) Rabbenâ âtina... duaları okunur .
Erkekler,
sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur,
sağ ayak parmakları kıbleye
yönelmiş durumda dik tutulur.
Kadınlar,
ayaklarını yatık olarak
sağ tarafa çıkarır ve
öylece otururlar.
Sağ tarafa selâm verilişi: Önce başını sağa çevirerek "Esselâmü aleyküm ve rahmetûllâh" denir. Selâm verirken omuzlara bakılır.
Erkeklerin,
sağ tarafa selâm verişi.
Kadınların,
sağ tarafa selâm verişi.
Sol tarafa selâm verilişi: Sonra başını sola çevirerek, "Esselâmü aleyküm ve rahmetûllâh" denilir. Böylece kılınılan namaz tamamlanmış olur.
Erkeklerin,
sol tarafa selâm verişi.
sol tarafa selâm verişi.